Psikozlar

Düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri k tanım olan psikoz kavramı, en kaba anlamda gerçeklikle ilişkinin bozulduğu durumu ifade eder. Psikotik bozukluklarda düşünce bozukluğu, konuşmada bozukluk, muhakeme kusurları, dikkati toparlayamama, kişinin kişilik ve davranışlarında büyük değişiklikler olması, duygu durumda değişkenlik, hezeyan dediğimiz kişinin gerçek dışı düşünce ve inançlara sahip olması, halüsinasyon dediğimiz gerçekte var olmayan şeyleri görme, koklama, duyma gibi şikayetler görürüz. Psikozun önemli özelliklerinden biri de kişinin davranış veya deneyimlerinin garip, yabancı veya doğaüstü halinin kişi tarafından anlaşılamamasıdır. Akut psikoz durumunda dahi, kişiler halüsinasyonlarının ve imkânsız inanışlarının herhangi bir şekilde gerçekdışı olabileceğini düşünemezler, anlayamazlar. Hasta birey kendisindeki bu değişimin farkında değildir, doktora başvuru daha çok hastadaki büyük değişimin farkında olan yakınlarının talebiyle olur. Bu belirtilerin yoğunluğu kişiden kişiye değişmektedir. Çok şiddetli ya da daha hafif düzeyde olabilir.

Psikozlar; Bipolar bozukluk,
kısa süreli psikotik bozukluk,
paranoid bozukluk,
şizofrenik bozukluk
gibi hastalıkları içerir.
Bu hastalıkların dışında uyuşturucu madde kullanımına bağlı, demansa bağlı, bazı zehirlenmelere bağlı, kan şekerindeki düzensizliklere bağlı bazı nörolojik hastalıklara bağlı geçici psikotik tablolar görülebilmektedir.

Kısa psikotik bozukluk; psikotik atak doğrudan hayattaki belirli bir stresli olayla ilgilidir ve bu nedenle hastalar ani bir şekilde iyileşip, iki hafta içinde normale dönebilirler. Bazı nadir vakalarda ise, bireyler uzun yıllar boyunca psikoz durumunda kalabilir veya çoğu zaman zayıflamış belirtiler gözlenebilir.

Şizofrenik bozukluk; Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe, mantıksal düşünme yeteneği kaybı, normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür. Hatırlama ve zamansal konumlanış yeteneği genelde kaybolur. Toplumda %1 oranında şizofreni görülmektedir. Sıklıkla 15-25 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır.
Günümüzde kullanılan ilaçlar belirtileri büyük oranda kontrol altına alabilmekte ancak bazı semptomlar çoğu hastada yaşam boyu sürmektedir. Bu hastalığı tümüyle atlatan hasta sayısı tüm hastaların ancak 1/5’idir. Bazı hastalar sadece bir defa atak geçirmekte, bazı hastalarda ara dönemleri normal olan ve tekrarlayan ataklar olmakta, bazı hastalarda ise belirtilerde artma ve azalma ile giden ancak hiçbir zaman normale dönmeyen bir seyir görülebilmektedir.

Bipolar bozukluk; eskiden manik depresif bozukluk olarak isimlendirilen bu hastalıkta dalgalanan duygu durumu vardır. Hastalar ya depresyonun çökkün belirtilerini ya da manik dönemin taşkın belirtilerini gösterir. Bipolar Bozukluk bazı kişilerde mevsimsel bir dalgalanma gösterir. Sonbahar ve kış, depresif durumun, ilkbahar aylarıysa manik atakları gözlendiği aylardır. Manik dönemde artmış bir enerji söz konusudur, çok konuşma, hareketlilik, düşünsel dağınıklık, uykusuzluk gözlemlenirken, hasta depresif döneme geçtiğinde durgunluk, ağlamalar, sinirlilik, düşünsel davranışsal yavaşlama, sosyal geri çekilme gözlemlenir. Tedavisinde duygu durum düzenleyicileri kullanılır. İlaçlarla ve düzenli takiple tam bir iyileşme mümkündür.

Paranoid psikoz; Ciddi ve kronik gidişlidir. Kişinin gerçek olmayan düşünceleri vardır, bu düşüncelerinde ısrarlı ve inatçıdır. Bu gerçek dışı inanç etrafında bütün hayatını belirler. Aşırı şüphecilik, eşe yönelik abartılı kıskançlık, kötülük görme fikirleri, sürekli haksızlığa uğradığı şeklinde düşünceler olabilir. Hastalığın tedavisinde mutlaka ilaç kullanmak gerekmektedir. Uzun dönemli, düzenli tedavide başarı sağlanabilmektedir.

Uzm. Dr. Ava Şirin Tav - Psikiyatrist - Antalya