Stres - Etki Mekanizması ve Sonuçları

Stresin tanımı
Stres negatif ve pozitif etkileri olan durumları anlatan nötr bir terimdir. Türkçe de yaygın olarak kısaca stres olarak ifade edilen ‘’distress ‘’, stresin istenmeyen negatif yönünü, ‘’ eusress ‘’ ise stresin heyecan formu olan ve istenilen pozitif yönünü anlatmak için kullanılır. Stres, vücudun homeostatik ( dıştan gelen etkiler karşısında organizmanın kendi dengesini koruma eğilim )durumunu tehdit eden gerçek ya da hayali çeşitli uyaranlara karşı verdiği tepki olarak tanımlanır. Tehlike altında ki insan vücudu, organizmanın homeostatik, dengesini bozmaya çalışan tehditlerle başa çıkabilmek için bir dizi nöroendokrin ( beyin hormonları ile ilgili ) tepkiyi harekete geçirir.

Stres yanıtının hormonal temelleri

Stres ya da uyum cevabı olarak bilinen bu nöroendokrin tepki, hipootalamo- pituiter –adrenal ( HPA ) oluşan ‘’ stres sisteminin’’ aktivasyonu aracılığı ile sırasıyla glukokortikoidlerin ( GC ) ve katekolaminlerin salınımının artmasıyla meydana gelir. Adrenal bezlerden salınan glukokortikod, yağ kullanımını, proteinin katabolize olmasını ve karbonhidradların saklanmasını sağlar. Yükeselen kan glikoz seviyesi beyne ve sinir dokusuna enerji sağlar ve vücudu strese karşı dayanıklılık kapasitesini yükseltir. Buna ek olarak, glukokortikoidler norepinefrin hormonların salgısını arttırır. Bu katekolaminler, sempatik sinir sisteminin nörotransmiterleri tarafından üretilen fizyolojik değişikliklere benzer değişiklikler meydana getirirler.

Stresin fizyolojik sonuçları

Stres sisteminin uzun süreli aktivasyon üreme ve büyüme hormonları ile tiroit ekseninin baskılanmasına sebep olur. Bu metabolik bozukluklar , kardiyometabolik risk faktörleri metabolik sendromun bileşenleri olan, insülin direnci, obezite, hipertansiyon, dislipidemi ve damarsal bozulmalar gibi klinik hastalıklara sebep olur. Kronik stresin ayrıca , beyin üzerinde zararlı etkileri de vardır ve özellikle hipokampal yapı ve fonksiyonlarını etkileyerek bilişsel ve duygudurumu bozukluklarına sebep olur.
Kısa süreli stres organizma tarafından bireyin yaşamını tehdit eden bir kriz durumu olarak algılanır. Bu durumlarda, beyne ve diğer stres alanlarına oksijen ve besin sağlamak için kalp atışları hızlanır ve solunum artar. Yaşanan stresli durum karşısında gösterilen uyum tepkisi organizmayı kontrollü bir şekilde homeostaz ( denge ) durumundan, ‘’ değişim süresince dengeyi sağlama ‘’ anlamına gelen allostaz durumuna doğru saptırır. Allostazın kısa vadede ki ilk etkileri büyük oranda organizma için koruyucu ve uyum sağlayıcı olmakla birlikte uzun dönemde aşırı aktivasyon ya da stres sisteminin düzensizliği, uzayan allostaz durumu ile birlikte kronik hastalıkların gelişmesine sebep olabilir.

Stresin neden olduğu hastalıklar

Kronik stres, öfke, kaygı, unutkanlık, uykusuzluk, konsantrasyon bozukluğu gibi belirtiler ile yüksek tansiyon, ülser, kolit, kanser, felç ve kalp rahatsızlıkları gibi ciddi fiziksel, klinik kaygı bozukluğu, alkol ve madde bağımlılığı gibi psikolojik rahatsızlıkların başlamasına ve gelişmesine sebep olur. Kronik stres belirtileri arasında iştah değişiklikleri, yara iyileşme süresinde uzama, kas yorgunlukları, kas ağrıları, viral enfeksiyonlara yatkınlık, keder ve değersizlik hisleri de sayılabilir.

Stresin kişilik ile ilişkisi

Araştırmacılar stres ve kişilik arasında bir ilişki olduğunu öne sürmektedir. Stresin ,Friedman ve Rosenman ( 1975 ) tarafından yapılan davranış profili araştırmaları sonucunda aşırı mükemmeliyetçilik, yarışmacılık, aşırı çalışma, hızlı ve çok konuşma, sabırsız ve agresif davranışlarla karakterize edilen’’ A tipi kişilik’‘in stres ile ilişki olduğu düşünülmektedir. A tipi kişilik özelliklerinin kalp rahatsızlığı riskini arttırdığı bulunmuştur.

Stresin cinsiyetle ilişkisi

Ayrıca kadınların, erkeklerden daha fazla kronik stres yaşadıkları tespit edilmiş ve bazı araştırmalar erkeklerle karşılaştırıldıklarında kadınların stresli durumlarla daha sık karşı karşıya kaldıklarını öne sürmüştür.
Kadınların erkeklerden daha fazla stres yaşadığı; fiziksel ve psikolojik kaynaklı bedensel belirtilerden daha çok şikayet ettikleri ve stres karşısında erkeklere göre daha dayanıksız oldukları bildirilmiştir.

Stresin Psikiyatrik Hastalıklarla İlişkisi

Stres psikolojik sorunlara yol açar. Aşırı ve kronik stresle ilişki görülen yaygın iki psikolojik bozukluk kaygı ve depresyondur.
Depresyon dönemlerinden önce genellikle şiddetli bir stresli yaşam olaylarının depresyon oluşturma etkisini arttığı bilinmektedir. Erken yaşamda ki olumsuz olayların ve kronik stresin kortikotropin salgılatıcı faktör ( CRF ) içeren hücrelerde uzun süreli değişikliklere yol açtığı ve bu şekilde depresyona yatkınlık oluşturduğu ileri sürülmektedir.Travma sonrası stres bozukluğu ( TSSB ) genellikle stresin sebep olduğu en tipik psikiyatrik bozukluktur. Çocukluk çağında yaşanan travmaların strese yanıt veren nörobiyolojik sistemlerde kalıcı değişikliklere yol açarak bireylerde strese aşırı duyarlılık oluşturduğu ve bu şekilde hem TSBB, panik bozukluk, genelleşmiş ansiyete bozukluğu gibi kaygı bozuklukluklarına hem de depresyona yatkınlığa neden olduğu ileri sürülmektedir.
Stresin alkol bağımlılığının başlaması, devam etmesi ve yeniden alevlenmesinde önemli etkisinin olduğu bilinmektedir. Stres ve alkol bağımlılığı arasında ki nedensel ilişki tam olarak kurulamamış olmakla birlikte, travmatik olaylara maruz kalma, son bir yıl içinde olumsuz olaylarla karşılaşma, ve erken çocukluk çağında ki stresli olaylarla alkol bağımlılığının gelişmesi arasında bir ilişki olduğu bildirilmektedir. Bu ilişkinin serotinin, dopamin, endojen , opioid peptid sistemi ve HPA sistemi gibi her iki durumda da işe karıştığı bilinen ortak nörokimyasal sistemler tarafından kurulduğu düşünülmektedir. Ayrıca kişiler arası stres, şizofreni de alevlenmeye neden olan en önemli risk faktörlerinden biridir.

Stresten korunma ve baş etme yolları

Yoğun şehir yaşantısı, zorlu iş hayatı, evlilik sorunları, ekonomik zorluklar çoğumuzun günlük hayatının parçasıdır. Bunların hepsi strese neden olur ve bunlardan korunmak çoğu zaman mümkün değildir. Ancak bunların neden olduğu stresi azaltmanın çeşitli yolları vardır. Stresinizi azaltmak için şunlara dikkat edin : Kendinize daha çok vakit ayırın, temponuzu yavaşlatın, size huzur ve keyif verecek şeyleri sık yapın, hobi edinin, bir sonraki gün için akşamdan hazırlanın, yapacağınız işleri not alın, kendinize ve çevrenize karşı dürüst olun, sıkışık durumlar için acil planları oluşturun, sigortalanın, bekleme vakitlerini değerlendirmek için hazır olun, planlı hareket edin ama sıkışık planlar yapmayın, işleri son ana bırakmayın, kafeinli içeceklerden uzak durun, aşırı kuralcı ve mükemmeliyetçi olmayın, kendinizi her işin altına atmayın, iyimser olun ‘’ hayır ‘’ demeyi bilin, kendinizi aşırı eleştirmeyin, affedici ve hoş görülü olun, hayatı basitleştirin, evhamlı insanlardan uzak durun , düzenli ve kaliteli uyuyun, düzenli ve kaliteli beslenin, dertlerinizi ve duygularınızı paylaşın, hayatınızı yeniden düzenleyin, hep aynı şeyleri yapmak yerine hayatınıza çeşitlilik getirin, görünümünüze dikkat edin, işleri deklare etmeyi bilin, nefes egzersizleri ve spor yapın. Bunları başaramıyorsanız ya da bunlar stresin fiziksel ve ruhsal sağlığınızı engel olmuyorsa profesyonel yardım alın.