Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu

Tıkınırcasına yeme bozukluğu DSM-IV'de başka türlü adlandırılamayan yeme bozuklukları arasında sayılmaktadır. Bu bozuklukta bulimiaya özgü uygun olmayan dengeleyici davranışlar olmaz. Haftada en az iki kez tıkınırcasına yeme olur. Hastalık en az 6 ay sürelidir. Hızlı yeme, aç olmadan yeme, yalnızken yeme, fiziksel olarak rahatsız olana dek yeme, tiksinme gibi belirtilerden en az üç tanesi vardır.

Erişkin kadınlarda yaşam boyu tam ölçütlerini karşılama oranı % l'dir. Genel toplumda kadınlarda % 1.8'dir. tıbbi durumlarla birlikteliği obesiteye benzer. Kardiyovasküler olaylar, hiperlipidemi, diabet, endometrial ve göğüs kanserleri sıktır. Bu bozuklukta yemenin ardından çıkarma olmaz. Gizli yerler. Suçluluk duygusu, mahcup olma, depresyon ve kendinden tiksinme vardır.

Olumsuz çocukluk yaşantıları, ebeveynlerde depresyon, obeziteye karşı duyarlılık, şekil, kilo ve yeme ile ilgili yineleyen olumsuz düşünceler ve yorumlar, hastalık öncesi mükemmeliyetçilik ve negatif benlik algısının varlığı bu hastalık için risk etkenidir.

Özgül serotonin geri alım engelleyicileri tıkınırcasına yeme dönemlerini azaltır. Fluoksetin ve fluvoksaminin yeme dönemlerinin sayısını belirgin ölçüde azalttığı ileri sürülmektedir. Son araştırmalar venlafaksin ve nefazodonun etkin olduğunu göstermektedir. Bilişsel davranışçı yaklaşımlar ilaçlarla birlikte uygulandığında terapötik etki artar. Trisiklik antidepresanlardan imipramin ve desipramin de etkindir. Deksfenfluramin de denenmiş ve tıkınırcasına yeme dönemlerini azalttığı bulunmuştur. Naltreksonun da yeme dönemlerini azalttığı ileri sürülmektedir. Depresyonu düzelen, ancak yeme ataklan değişmeyen olgularda 100 mg/gün naltreksonun tedaviye eklenmesi yeme sıklığını önemli ölçüde azaltmaktadır.