Şizoaffektif Bozukluk

Olgu Sunumu: Kafa Karıştırıcı Yakınmalarla Doktora Başvuran Genç Kadın

Bayan D. ani başlangıçtı psikotik durumda yakınlan tarafından acil servise getirilen, 26 yaşında bir kadındır. Altı kardeşin en küçüğüdür. Prematüre olarak, 1800 gram ağırlığında doğmuştur. Başka bir perinatal komplikasyonu olmamıştır. doğum sonrası gelişim öyküsü normaldir: Okulda başarılı olmuştur, arkadaşlıklar kurmuş ve yüksek okuldan mezun olduktan sonra bir bankada çalışmaya başlamıştır. Ardından (hastaneye ilk başvurusundan 4 yıl önce) evlenmiş ve iki çocuk sahibi olmuştur. Çocuklarının doğumundan beri bir işte çalışmamaktadır. Teyzesinde psikotik hastalık öyküsü, iki kardeşinde de ilaç kötüye kullanım öyküsü vardır.

Şu andaki başvurusundan bir hafta önce Bayan D. acil psikiyatri kliniğine sersemlik ve uyuma güçlüğü yakınmaları ile başvurmuştur. Aynı zamanda geçici süreli depresyonlar yaşadığım ve bir anne ve eş olarak kendini yetersiz gördüğünü söylemiştir. Ruh sağlığı merkezinden bir randevu alınmış, ancak randevu tarihi gelmeden ailesi tarafından değerlendirilmek üzere acil servise getirilmiş ve ikinci kez psikiyatri birimine yatırılmasına karar verilmiştir.

Bundan dört ay önce Bayan D. eşinden ayrılmış, ve annesi ve iki kardeşiyle yaşamak üzere eve dönmüştür. Annesi ile yaşamaya başladıktan kısa bir süre sonra erkek kardeşlerinden biri hapse atılmış, ve erkek arkadaşı kendisinin yeni arabasıyla kaza yapmıştır, annesiyle yaşamaya başladıktan bir ay sonra ailesi işlevselliğinde bir kötüleşme fark etmiş ve bu durum bir tren istasyonunda aklı karışmış bir şekilde bulunmasına dek varmıştır. O gün hastaneye getirildiğinde ajite halde varsanılar algıladığı ve belirgin düşünce bozukluğu olduğu gözlenmiştir. Kendisini cesaretlendiren ve aşağılayan, eşini ve kendisini öldürmesini emreden sesler duyduğundan yalanmıştır. Bayan D. hastaneye yatırılmış ver antipsikotiklerle tedavi edilmiştir. Üç gün sonra taburcu edilmiş, annesiyle kalmak üzere evine dönmüş, yerel ruh sağlığı merkezinde poliklinik takibine alınmıştır.

Bu ikinci başvurusunda, Bayan D. son 3 haftadır, tedirginlik, uykusuzluk, sanrılar ve işitsel varsanılan olduğundan yakınmıştır. Varsanılan ve sanrılarının son 3 aydır devam ettiği, ancak hastaneye tekrara yatırılma korkusunun bunları poliklinik hekimine bildirmesine engel olduğu ortaya çıkmıştır. Annesinin kendisini yaralayacağına ilişkin paranoid sanrılardan bahsetmektedir. Televizyonun kendi zihnini kontrol ettiğine ve başkalarının fikirlerini okuyabildiğine inandığını söylemektedir. İşitsel kontrol varsanılan olduğunu ve bunlann ilk yatışından beri daha sıklaştığını belirtmektedir.

Bayan D. aynı zamanda, annesinin başvurudan yalnızca 3 hafta önce başladığını söylediği, bazı manik belirtilere de sahiptir. Bayan D.'nİn annesi kızının sıklıkla aşın miktarda alışveriş yapmaya başladığını, sanki bir motor tarafından kontrol edilir gibi olduğunu, uyumadığını ve gecenin çoğunu ayakta geçirdiğini söylemektedir. Başvurudan 3 gün önce öfkelenmiş ve devam ettiği fakültedeki öğretmeni hakkında paranoid fikirlere kapılmıştır. Okuldan eve dönerken Tanrının kendisiyle konuştuğuna ve kendisi hakkındaki tartışmalara ilişkin işitsel varsanılan olmakta, buna birisinin kendisine dokunulduğu ve onu cinsel olarak uyardığına ilişkin dokunsal varsanılar eşlik etmektedir. Ya- tınlmasından önceki 2 gece neredeyse hiç uyumamıştır. ailesi yüksek sesle şarkı söylediğini, dansettiğini ve yemek masasında ezberden Incil'i okuduğunu belirtmektedir.

Bu ikinci yatışının başlarında Bayan D. saldırgan ve ajite haldedir. Personelin odasında bulunan bir ayna yardımıyla kendisine zarar vermeye çalıştığını söylemektedir. Hiperaktif, heyecanlı ve kargaşaya yol aça bir durumdadır; durmaksızın konuşmakta ve fikir uçuşması sergilemektedir. Somatik varsanı- lan sürmektedir. Diğer hastalara karşı aşın cinsel davranışlarda bulunmakta ve onları düşünceleri ile iyileştireceğine ilişkin büyüklük sanrıları sergilemektedir.

Bayan D. günlük dozu 60 mg'a dek varan flufenazinle tedavi edilmiştir, iki haftalık flufenazin tedavisine karşın belirtileri kötüleşmiş ve lityum başlanmıştır. Üç hafta içinde lityum tedavi edici kan düzeyine ulaşmış ve Bayan'nın ruhsal durumu normale dönmüştür, gecede 15 mg flufenazin ve günde 3 kez 300 mg lityum ile taburcu edilmiştir.

Poliklinik tedavi uzmanı ona küçük ev işlerine ve çocuk bakımı görevlerine yardımcı olması için basit hedefler koymasında yol göstermektedir. Bayan D. ve ailesi aile tedavisine katılmayı sürdürmüşlerdir. Bu oturumlar Bayan D.'nin hastalığı hakkında bilgilendirmeyi, hastalığın tekrarlamasının erken bulgularını, evdeki gerginliğin azaltılmasını ve iyileşme sürecinde Bayan D. için gerçekçi hedefler konmasını kapsamaktadır. İzleyen 6 ay içinde Bayan D.'nin flufenazin dozu azaltılarak tamamen kesilmiş, kendisi hastalık öncesindeki işlevsellik düzeyine erişmiş ve lityum idame tedavisi sürdürülmüştür.