Narsistik Kişilik Bozukluğu

Narsistik Kişilik Bozukluğu İçin Ayırıcı Tanı Kılavuzu

Çoğu kimsede, mental bir bozukluk olarak nitelendirilemeyecek düzeyde narsizm vardır. Narsistik Kişilik Bozukluğu tanısı konulurken, klinisyen öncelikle patolojikleşmiş ve rahatsızlık verici grandiyözİte duygulan ile bir kimsenin başarılarından dolayı duyduğu normal ve kabul edilebilir düzeydeki gururu ayırt etmelidir. Bay R. başarılarıyla ya da başkalarından beklentileriyle ilgili değerlendirmesinde çizginin dışında bir durum göremese de, tutum ve davranışları, kişisel ve mesleki yaşantısında büyük sorunlara yol açmaktadır. Örneğin eşi kendisinden ayrılmak istemekte, çocukları sürekli kendisini hayal kırıklığına uğrattıklarını düşünmekte, sık sık sekreter değiştirmekte ve meslektaşlarını kendisinden soğutmaktadır.

Ayırıcı tanıda kişinin grandiyoz durumunun kişisel işlevsellikle, bir Manik ya da Hipomanik Epizodla veya Madde Kullanımıyla ilişkisi de önem taşır. Eksen I bozuklukları Narsistik Kişilik Bozukluğu ile birlikte görülebilse de, rahatsızlığa neden olan ve erken erişkinlik dönemine kadar uzanan, uzun süreli, yaygın bir narsistik kişilik örüntüsü olmadan Narsistik Kişilik Bozukluğu tanısı konulmamalıdır. Hak ettiklerini düşündükleri başarıya ulaşamamış oldukları gerçeğiyle yüzleştirildiklerinde ya da eleştirildiklerinde Narsistik Kişilik Bozukluğu olan kişilerin gösterdiği duygularla, Depressif Bozukluk belirtileri benzeşebilir. Majör Depressif Epizod ölçütlerinin tamamı karşılanıyorsa her iki tanı da konulabilir.

Narsistik Kişilik Bozukluğu sıklıkla Histriyonik, Sınırda ve Antisosyal Kişilik Bozukluklarıyla çakışır; bu tamlardan birden fazlası varsa, her biri için ayrı tanı konulmalıdır. Adı geçen bozukluklar arasındaki belirli benzerliklere rağmen, bazı özellikler ayırt edilmelerini kolaylaştırmaktadır.

Histriyonik ve Sınırda Kişilik Bozukluklarında başkalarının ilgisini çekme gereksinimi görülse de, Narsistik Kişilik Bozukluğu olan kişilerdeki temel ayırt edici özellik, kendilerine abartılı önem ve hak vermeleridir. Çaresizce ilgiye gereksinim duymalarına karşın, kendilerine yöneltilen ilginin, üstünlüklerini yansıtan çok cömert bir ilgi olmasını beklerler Narsistik Kişilik bozukluğu olan kişiler kendileri hakkında oldukça kararlı bir öz-imgeye sahiptirler ve Sımrda Kişilik Bozukluğunun tersine, kendine zarar vermek ya da saldırganlaşmak gibi davranışlarda genellikle bulunmazlar. Narsistik Kişilik Bozukluğu bulunan kişiler farkında olmadan başkalarmı kendi çıkarları için kullanma eğilimindedirler; çünkü özel niteliklerinin ve yeteneklerinin onlara kayınlma hakkını verdiğine inanırlar. Örneğin, kendisi için bütün yaptıklarına rağmen, Bay R. eşinden çok az şey beklediğine inanmaktadır ve eşinin neden onun her isteğine uymadığını anlayamamaktadır. Antisosyal Kişilik Bozukluğu bulunan kişiler de başkalarını kendi çıkarları için kullanırlar ve empati yeteneğinden yoksundurlar; ancak Antisosyal Kişilik Bozukluğunda Narsistik Kişilik Bozukluğu ile birlikte görülmeyen sorumsuzluk, kavgacılık, saldırganlık, yalan söyleme ve geçmişe uzanan şiddetli davranış sorunları gibi özelliklerle karşılaşılır.

Olgu Sunumu: Kimsenin Ulaşamayacağı Beklentileri Olan Adam

Bay R., 50 yaşında bir patoloji profesörü. Şaşkın bir durumda başvuruyor, çünkü eşi kendisinden boşanmak istediğini söylemiş. Her zaman, eşinin kendisiyle evli olduğu için çok şanslı olduğunu düşünmüş. Kısa süre önce, evliliğiyle ve bir koca olarak performansıyla ilgili olarak onun kendisiyle aynı düşüncede olmadığını öğrendiği için hayretler içinde. Eşi, terapiye giderse kendisine bir şans daha vermeyi kabul etmiş. Sadece "onu tatmin etmek için" geliyor, çünkü kendisinde bir sorun olduğunu düşünmüyor, ilk seansın ilk 15 dakikasında, başarı öyküleriyle terapiste hoş vakit geçirtiyor: Tıp fakültesinin nasıl en genç mezunu olduğu, kazandığı ödüller, yayımladığı yazılar, kasabanın en güzel semtindeki evi, bir keresinde John Kennedy ile karşılaşması, aklına esen yere ve lüks tatil bölgelerine yaptığı yolculuklar. "Eşine çok şey verdiğini ve çok az şey beklediğini" söylüyor. Neden hoşnutsuz olduğunu da anlayamıyor.

Fakat terapist daha ayrıntılı sorduğunda, bütün "başarılara" rağmen, aslında Bay R.'nin eşinin tüm gündelik sorumlulukları Bay R. için yerine getirdiği anlaşılıyor. Eşi tüm ev işlerini yapıyor, mali işlerle yazışmalarla eşi ilgileniyor ve aslmda Bay R.'nin planladığı harika yolculukların hazırlıklarını da o yapıyor. Bay R. evinin güzel dekorasyonundan ve her zaman için eksiksiz olduğundan ısrarla söz ediyor ve eşinin bunun için takdire değer bir biçimde çalıştığım kabul ediyor, fakat sanki bu sadece kendisinin hakkıymış gibi konuşuyor.

Bay R.'ye sekreter dayanmıyormuş ve birlikte çalıştığı genç meslektaştan genellikle onun bölümünden aynlıyorlarmış. Bir keresinde birisinin kendisi için "çekilmez at pisliği" dediğine kulak misafiri olmuş. Bu gibi sorunlan ( kıskançlığa ve bu kişilerin, onun beklentilerim karşılamaya yetecek ve başanlannı kaldıracak kadar yetenekli ya da çalışkan olmamalanna bağlıyor. Kendisinin bölüm başkanı olması gerektiğini, çünkü mesleki başanlannm bölüm başkanı seçilmiş olan kişinin çok üstünde olduğunu öfkeyle iddia ediyor. Bay R., tıp fakültesi yönetimindeki bazı meslektaşlannm kıskançlıklan ve şimdiki bölüm başkamnın işi alabilmek için bazı "ilişkileri" kendi çıkanna kullanması yüzünden atlandığına inanıyor.

Bay R. daha Önce iki terapisti beğenmemiş. Ona göre bu kişiler yeterince "nitelikli" ve "uzman" değilmiş. En sonunda psikiyatri bölüm başkanıyla görüşmeye tenezzül ediyor, fakat ancak başkanın sahasında iyi bilinen bir otorite olduğu garantisi kendisine verildikten sonra.

Hastanın eşi ve ailesiyle daha sonra yapılan bir görüşmede, Bay R.'nin kendisini zaman harcayamayacak kadar meşgul ve önemli biri olarak gördüğü için asla sıra beklemediği anlaşılıyor. Bu genellikle ailesinin mahçup düşmesine neden oluyormuş. Dışanda yemeğe çıktıklannda, Bay R. hep en İyi masaya oturmak ister ve şarap listesindeki en pahalı şarabı sipariş etmekte diretirmiş. Ailesindeki herkesin sadece "doğru" etiketli "doğru" giysileri giymesini istermiş. Bay R.'nin eşi çekici bir kadın. Gençliğinde de çok güzelmiş. Eşi son zamanlarda yüzünü gerdirmesi, saçını boyatması, yani daha çekici hale gelmesi için kendisini zorluyormuş. Bayan R'nin bu isteklere karşı gelmesi tartışmaların ve kavgaların sıklaşmasına neden olmuş ve artık boşanmak istiyormuş. Eşinin kendisini birey olarak önemsemediğinden, sadece ona ait olan ve etrafta gösterebileceği güzel bir nesne olarak gördüğünden şikayetçi. Bay R.'nin lise çağındaki iki çocuğu babalannı memnun etmenin asla mümkün olmadığını düşünüyorlar. Okulda başarılı olmalarına, bir çok etkinlikte bulunmalarına ve sınıf arkadaşlarınca sevilmelerine rağmen, sürekli olarak bunun yeterli olmadığı kendilerine hissettiriliyor -sınıfın birincisi, futbol takımının kaptanı veya mezuniyet kraliçesi olmaları gerekiyor. Her ikisi de bunları başarsalar dahi yine de babalarım tatmin etmeye yetmeyeceğini düşünüyorlar.

Terapist, ailesinin duygularını Bay R. ile tartışırken, "insanlardan ne kadar az şey beklediğini, onların bunlara neden razı gelmediğini anlayamadığım" düşündüğünü yineliyor.

Narsistik Kişilik Bozukluğunda Tedavinin Düzenlenmesi

Bütün Kişilik Bozukluklarının tedavisinde olduğu gibi, klinisyen öncelikle psikoterapinin hedefinin desteklemek mi yoksa değiştirmek mi olduğuna karar vermelidir. Narsistik Kişilik Bozukluğu bulunan kişiler genel olarak aile sorunları, işyerinde terslikler, tıbbi bir hastalık ya da yaşlanmanın aşınmalarının giderek farkına varma gibi narsistik bir yara olduğu zamanlarda tedaviye gelmektedirler. Bu gibi etkenlerle birlikte yaşanan hayal kırıklıkları, bu kişilerin mükemmel olmadıklarım fark etmelerine neden olmaktadır ki, bu onlar için hiç de hoş olmayan bir gerçektir.